Bu yağmurlu günlerde son tatil günlüğümü paylaşmak içimizi açar diye düşündüm :)
Tatilimiz meşhur Şirince Köyü'nde sonlandırdık. Hani şu kıyamet kopacağı dedikoduları çıkınca herkesin sığınmaya çalıştığı köy!
Adı gibi şirince bir köy gerçekten. Kıyamet kopacağı dedikodularına inanıp gidenler sanırım cennet zannedip gitmiş!
Köyün esnafı da halkı da çok iyi niyetli ve samimiler. Gezmeye başladığınızda sürekli dik çıkıyorsunuz. Çift taraflı yöresel eşyaların ve yiyeceklerin satıldığı dükkanlar var.
Evleri eski Safranbolu Evleri'ni andırıyor. Taş sokaklarla bütünleşmiş beyaz ve kahverengi evler...
Köyde en gözde ürünler, keçe, incir, karadut ve şarap.
Şirince'ye giderseniz şiddetle tavsiye edeceğim bu karadut suyunu. Mutlaka için. Ve stok yapın :) Ben ömrümde bu kadar lezzetli bir meyve suyu içmedim. Kiliseye doğru çıkarken sağ tarafta bu stand.
Ben Yağız için bir kaç şişe aldım. Zaten her gün doğal meyve suyu yapıyorum. Bir kaç günde bir karadut yapıyorum ve bayıla bayıla içiyor :)
Kiliseye doğru çıkarken en son sağ tarafa doğru dönüyorsunuz. İşte burada eski ayakkabıların değerlendirildiği güzel bir köşe var. Ellerinden öpüyorum bunu yapanların. Güzel bir DIY (Hala bilmeyen varsa DIY, do it yourself in kısaltılması. Yani kendin yap. Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp :))
Köşeyi döndükten sonra kiliseye varmak üzereyken tüm köyü ve manzarayı tamda buradan çok güzel seyredebilirsiniz.
Kilisenin bahçesine bir kilise kafe yapmışlar gelenler biraz dinlenebilsin diye :)
Kilise Kafenin içinden tarihi mahsene gidiliyor.
Mahsene çok dik merdivenlerden yada aşağıdan farklı bir yoldan gidebiliyorsunuz.
Aşağıda ki girişte sizi kocaman bir Türk bayrağı karşılıyor. Aslında sadece burada değil Şirince Köyü'nün her yerinde Atatürk ve Türk Bayrakları mevcut. İnsan kendini ülkesinde hissedebiliyor.
Mahsenden şarap satın alıp adrese gönderebiliyorsunuz. Mahsenin ücretsiz hizmeti.
Kilisenin üst yolundan sağa döndüğünüzde sizi Pervin Teyze karşılıyor. Dünyalar tatlısı bir teyze. Tabi ki ekibi de muhteşem. Yemekleri çok leziz.
Gerçi önümüze peynir ekmek koysa bile onun o tatlı dili eşinin misafirperverliği insana kendini muhteşem hissettiriyor.
Tabi ki oğlum da Pervin Teyze'nin bahçesinde bol bol tur attı. Yerinde hiç durmadan :)
Ve bizi orada da bir yavru kedi buldu.
Yok yok rahmetli anneannemin dediği gibi bende kesin kedi perisi var :)
0 yorum:
Yorum Gönder