Tatil turumuza devam ederken yolumuz Urla'ya düştü.Aslında Urla'da çok durmadık. Sadece içinden geçtik. Ama sizinle paylaşmak istediğim sahilde fotoğraflarını çektiğim taşın hikayesi.
Ben taşın fotoğraflarını çekerken hikayesini bilmiyordum. Orada ki insanlarda bana anlatmadı. Şans eseri instagram hesabım da paylaştığım bir fotoğrafın altına yapılan yorumlardan öğrendim. Bir arkadaşım ve başka bir takipçi arkadaşım fotoğrafın altına yorum yapmışlar. O zaman bilgi sahibi oldum.
Bu taşa "Gelin Kayası" deniyormuş. Birbirine kavuşamayan iki sevgiliyi simgeliyor. Bu bir efsane tabi ki. Zamanın birinde o yörede güzel bir kız yaşamaktadır. Bir gün güzel kız, yörenin genç balıkçı delikanlısına aşık olur. Birbirlerini çok severler. Ama kızın annesi bu sevgiyi onaylamaz. Kız ne kadar uğraşsa da annesini ikna edemez. Sonunda annesini dinlemez ve evlenirler. Usülen düğün yapılır, düğünden sonra balıkçı genç kızı sırtına alıp kıyıda bekleyen teknesine götürecektir. Bu sırada anne o korkunç bedduasını eder ''İkiniz de taş olasınız, inşallah'' der ve annenin bedduası tutar. Genç sırtında gelinle birlikte kıyıda taş kesilir. O gün bu gündür bu yörenin adı GELİN KAYA dır....
Bu hikaye doğru mudur bilinmez ama ne taş yürekli anneler varmış :) Efsaneler her zaman ilgimi çekmiştir.
Buradan hoopp Çeşme'ye geçtik. Memleketimin her yeri CENNET canımmm...
Yağız yürümeye başladığı için fırsat buldukça yazabiliyorum maalesef. O yüzden tatil günlüklerimin yayınlanma süresi uzuyor.Ama az kaldı :)
Buraya gelmişken bir kumru yemeden gitmeyelim dedik. Bana çok farklı bir şeymiş gibi gelmedi. İllaki de yiyin demeyeceğim. Merak ediyorsanız Kumrucu Şevki'de yemenizi tavsiye ederim.
Şezlonglara alınan fazla paralara tek kelimeyle kıl oluyorum, sinir oluyorum. Şu saçma sapan şezlonglara 20 TL istediler. Aslında 40 TL'ymiş ama fiyat düşürmüşler. Amaç turist kazıklamak!!! Artık olgunlaşmak, büyümek, ileri görüşlü olmak gerekir diye düşünüyorum. Bu mantıkla güzel ülkem hiçbir yere gelemez maalesef :(
0 yorum:
Yorum Gönder