Tatil Günlüğü-6 Alaçatı

Tarihi taş evleri ve dünyanın rüzgar sörfüne en elverişli plajları ile ünlü kasabası Alaçatı. 

Bir kaç yıl önce varlığından bile haberimiz olmayan kasaba, Son yıllarda taş evleri sayesinde çok fazla gelişmiştir.

Kaç senedir Alaçatı'ya gidip gezip eğlenip fotoğraf çekmek istiyorum. Ama kısmet olmadı. 

Alaçatı sokaklarında gezerken rastladık bu tatlı amcaya. O kadar içten, samimi ve misafirperver ki.

.

Eşimle biraz sohbet ettiler. Biz o arada kuzenimle gülme krizine girdik. Amca ile eşim pek anlaşamadı. Amcanın kulakları pek duymuyor. Yılmaz ne derse amca "Çay ikram edelim, güzel çek beni, hangi dergide çıkacak bunlar"

Ah be amcam sen ne kadar tatlı bir amcaydın öyle. Keşke herkes senin gibi saf, temiz,içten,samimi,sıcakkanlı kalabilse.

Dilek ağacına çaput bağlamadık tabi ki de. Nazara inanıyorum ama buna değil :)

Benim minik kurbağam, Alaçatı Sokaklarını arşınlarken çoğunlukla uyudu. Zaten bu fotoğrafta son, uyumadan önceki emzikli ve Gamze Teyzesiyle kırıştığı fotoğraf :)

Akşamüstü şöyle bir Alaçatı sularına atlayalım dedik. Ancak aşırı rüzgardan dolayı istediğimiz gibi giremedik. Yağız'ı denize sokmayı düşünmüyordum. Ancak aşırı kumla temastan dolayı biraz girsin dedim. Hay demez olaydımmmm.

Girince çıkmak bilmedi küçük sıpam :) Zorla çıkardık neyse ki :)

Günün en güzel alışverişi babasının Yağız'a aldığı sarı çarıklar :) Ben bunlara bayıldım.

Biraz büyük ama bütün gece ayağından çıkarmadı. Ve ayağının yanları yara olana kadar gezdi. Hiçte sesi çıkmadı. Ben artık zorla kucağıma alınca anladım.

Alaçatı sokakları oğlumu yine kedilerle karşıladı :)

Alaçatı anlatılmaz yaşanır denilen bir yer. Mutlaka gidin görün derim. Takı çarşısından takı alın, buzdolabı magneti alın :) o güzel evleri görün yüreğiniz açılsın derim canlar :)