Ana içeriğe atla

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLANMALI MI, ANILMALI MI?

 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün Hikayesi

8 Mart, dünya genelinde kadınların eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelesini anmak için kutlanan bir gündür. Bu günün kökeni, kadın işçilerin daha iyi çalışma koşulları ve hakları için verdikleri mücadeleye dayanır.

Başlangıç: 1857 New York Tekstil İşçileri Grevi

Tarih 8 Mart 1857…
New York’ta bir dokuma fabrikasında çalışan kadın işçiler, uzun çalışma saatleri, düşük ücretler ve kötü çalışma koşulları nedeniyle greve gider. Ancak polis grevi sert bir şekilde bastırır ve işçileri fabrikaya kilitler. Bu sırada çıkan yangında, içeride mahsur kalan 129 kadın işçi hayatını kaybeder. Bu trajik olay, kadın işçi hakları mücadelesinin sembollerinden biri haline gelir.

Kadın Hakları İçin Uluslar arası Mücadele

Bu olaydan yıllar sonra, 1910 yılında Danimarka’nın Kopenhag kentinde düzenlenen Uluslar arası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda, Alman aktivist Clara Zetkin’in önerisiyle 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılması kararlaştırılır. Amaç, kadınların oy hakkı, eşit ücret, daha iyi çalışma koşulları ve sosyal haklar için verdiği mücadeleyi desteklemekti.



Resmi Olarak Tanınması

1977 yılında Birleşmiş Milletler, 8 Mart’ı Dünya Kadınlar Günü olarak resmen kabul etti. O günden bu yana, 8 Mart kadın hakları, eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelesinin sembolü olarak dünya çapında kutlanmaya devam ediyor.

Bugün 8 Mart

Kadınların sosyal, ekonomik, politik ve kültürel başarılarını kutlamak için bir fırsat…
Aynı zamanda, eşitsizlikler ve adaletsizlikler karşısında verilen mücadelenin ne kadar önemli olduğunu hatırlatan bir gün…

Bu özel gün, yalnızca kadınları kutlamakla kalmaz; onların haklarını, mücadelelerini ve varoluşlarını daha güçlü kılmak için bir çağrıdır. Çünkü kadınlar güçlü olduğunda, dünya daha adil ve yaşanabilir bir yer olur.

💜 Daha eşit bir dünya için, tüm kadınların günü kutlu olsun! Bu mücadele uğruna can veren tüm kadınları saygıyla anıyorum ve ruhları şad olsun!🌸



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnsanların Hayvanları Neden Sevmediğini Buldum

Annelerimiz bize çok söylemiş bu ninniyi. Ama ben oğluma söylemiyorum :) Başka ninniler tercih ediyorum. Ayrıca zaten genlerinde olan hayvan sever ruhunu daha da öne çıkarmaya çalışıyorum.  Her neyse, konu "Dandini dandini dastana, danalar girmiş bostana, kov bostancı danayı, yemesin lahanayı" Ya şimdi niye kovuyorsun hayvanı, yesin lahanayı. Ne olur yani? Rızkı oradadır belki. Hayvanlara şiddeti daha beşikteyken öğretmişler. Bilinçli değil belki ama, bebeklerin bilinç altına hayvan şiddetini işlemiş anneler. Yaşadığımız zamana bakınca, hayvanlara olan şiddetin bu denli yoğun olması bilinç altında başlıyor. Annelere sesleniyorum, şuan ki insan kılıklı hayvanlar için yapacak birşey yok maalesef. Ancak bebeklerinizi sevgiyle büyütün. Söylediğiniz söze, davranışlarınıza çok dikkat edin. Unutmayın, çocuklar her zaman kötü olanı örnek alır.  

Adetler Bizden Sorulur :)

Sizinde adetleriniz var mı insana hoş gelen ya da yoran? Bizde var. Ama ben çoğunu zaten bilmiyorum. Bildiklerimi de yapıyorsam hoşuma gidiyorsa yapıyorum :)  Adım Çöreğini bilir misiniz? Annem bana yapalım dediğinde "Ne gerek var yeeaaaa" diyerek gereksiz gördüğümü belli ettim.   Ta ki o gün Yağız düşüp alnını yarana kadar fikrim aynıydı. Alnında ki kanı görünce ilk aklıma gelen "adım çöreği yapmalıyız" oldu. Tabi ki hastaneye götürdüm önemli bir şey yok. Gelelim adetimize. Evin büyükleri çörekleri pişirir. Pişirirken bir tane çöreğin içine küçük bir para koyar. Paralı çöreği bulan kişi adım çöreği yapılan çocuğa bir hediye alır. Çörekler yenmeden önce, adet gereği bir kurdele ile annem oğlumun ayaklarını bağladı. Tabi ki yürüyebileceği gibi. Bir kaç adım attırdı. Karşıdan da kuzenim koşarak Yağız'a doğru geldi. Amaç Yağız hızlı hızlı yürüsünmüş :) Karşıdan koşarak gelen kuzenim Fulya Yağız'ın ayaklarında bağlı olan kurdeleyi makasla ke...

Bebeklerde Ek Gıdaya Geçiş

Bir çoğunuzun bildiği üzere 7 aylık bir bebeğim var. Son 1 aydır ek gıda dönemine girmiş bulunuyoruz. Ailemizin 3 kişilik bir aileye adım atacağını öğrendiğimden beri sürekli bebek gelişimi ve bakımı ile ilgili okuyorum. Daha fazla ne öğrenirim, nasıl davranmalıyım, beyin gelişimi için neler yapmalıyım? Çevremdeki tecrübelerden yararlanıyorum. Kendime göre yanlış gördüklerim ve beğendiklerim var tabi ki. Ek gıdaya geçişte öncelikle her gün düzenli olarak meyve, sütlaç ya da muhallebi, sebze püresi yada çorba ve yoğurt  ile başladım. Unutmayın  bebeklik dönemi hayatın her geçen gün değiştiği ve çok hızlı farklılaştığı bir dönemdir.  Durum böyle olunca biz anne babalar da beslenmeyi nasıl şekillendireceğimiz de biraz zorlanıyoruz. Hatta son yıllarda bazı besinlere öyle işlevler yüklüyoruz ki sanki çocuğumuz o besini yemezse algıları zayıflayacak, büyümeyecek gibi bir takım yersiz korkular ve tereddütler yaşayabiliyoruz. Aslında bu korku bize yaşatılıyor. Ek gıda dönemin...